25 Temmuz 2010 Pazar

KOCAMAN BİR DEVRİM Mİ ??


Uzun zaman olmuş buraya yazmayalı..Açıkçası yazmak hiç içimden gelmedi bu süreç zarfında...Hayatın sert dalgaları,üzüntüler,sevinçler derken boşlamışız buraları.Artık çok boşlamamaya çalışacağım bakalım...

Neyse konumuza gelelim.Çok trajik bir şekilde kaybettik şampiyonluğu.Son anda son topta belkide.Bundan sonra hızlı bir değişim geçirdi Fenerbahçe.Benim küçükken efsanem olan Aykut hoca takımın başına geldi.Geldiğindede ilk söylediği şeyde şuydu:Hızlı oynamaya çalışacağız,hızlı kaleye gideceğiz.Ve buna bakarak 2 oyuncu transferi yapıldı:Stoch ve Dia

Açıkçası bu genç ve hızlı kanat adamları heyecanlandırdı beni.Biri 19 biri 23 yaşında olan bu oyuncuları belki ileride iyi paralara satabiliriz.Aynı Porto nun uyguladığı model gibi...

Birde en önemli sorunumuz olan 1 0 dan sonra maçı koparamama sorunu bu 2 transferle çözülebir.Geçen seneden daha hızlı bir takım olacağımız kesin yani.Eğer Aykut hoca bunu başarırsa gerçek anlamda bir devrime imza atmış olur.Umarım Allah ona yardım eder ve bu devrimi gerçekleştirir..

3 Mart 2010 Çarşamba

BE LİKE MİKE !!


'ı can accept failure,but ı can't accept not trying'

Yenilgiyi bozgunu kabul edebilirim ama denememeyi kabul edemem...

Aslında onu anlatan en iyi cümlelerden biri bu.Ben hayatımda onun kadar kaybetmekten nefret eden,kazanmak için herşeyi yapan bir adam görmedim.Evet o adam Micheal Jordan dı.Nam-ı Diğer Majeseteleri...

Jordan daki bu kişilik daha küçükken kendine hayran bıraktırırdı bana.Sokaktaki küçük çocuklar basketbol oynarken tek bir idolü vardı:Oydu.Spor özetlerinde onun bir hareketini bir sayısını izler onu taklit etmeye çalışırdım.

Aslına bakarsanız Mike ın en takdir edilesi yanı kim ne derse desin asla ama asla yılmaması,vazgeçmemesiydi.Efsane koç Phil Jackson Mike ı şöyle anlatıyor:Mike ilk geldiğinde herkes onun şutunun zayıf olduğunu ve savunması olmadığını söylerlerdi.O kadar çalıştıki yılın savunmacısı ve en isabetli 3 lük atan ismi oldu'

Aslında onu izlerken her zaman bir mesaj verirdi.Sizde vazgeçmeyin başarabilirsiniz,sizde inandığınız şey için savaşın.Gözlerinden bunu anlardınız Mike ın...Sanki yaptığı her işi başarmak için doğmuştu.Kendiside farkındaydı.'Herkes Micheal Jordan olmak için çabalıyor,ben ise her gece çıkıp Micheal Jordan olduğumu kanıtlamak zorundayım'

Sonuçmu :) 6 şampiyonluk,sayısız sayı krallığı,sayısız rekorlar,normal sezon all star ve final mvplikleri...İşte Jordan olmak böyle birşey.

Önemli olan bence Hayatta Mike gibi olabilmek.Yenilgiyi kabullenmeden her zaman birşeyler için çabalamak ve başarmak.Yani onun gibi olmak BE LİKE MİKE ;)

Sonuçta bizler onuz izleyerek büyüdük,ondan bişeyler kapmışızdır değilmi ;)

3.ŞAHIS OLMAK

Gözlerim gözlerine değince
felaketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım...

ne vakit maçkadan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldümü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
FELAKETİM OLURDU AĞLARDIM...
(ATTİLA İLHAN)

Böyle anlatmış Attila İlhan 3.Şahsın şiirini...Gerçekten her insanın hayatında bir kez de olsa yaşadığı bir duyguyu ustalıkla anlatmıştır şair bu şiirinde.Tamamen platoniklik vardır,umutsuzluk vardır,acı vardır.

Bu şiiri okuduktan sonra kendi kendime acaba 3. şahıs olmak gerçek anlamda nasıl bir duygu dedim.Acaba gerçekten her insan hayatında bir kere 3. şahıs olmuşmudur??Bunları düşünerek uzun zamandır yazmadığım bloguma bir yazı yazıyim dedim bunun hakkında.

Bence aşkların en ama en acı vereni platonik aşklardır.Birde bu durumda 3. şahıs konumunada düşerseniz,tamamen bir cenderenin içine sıkışmışsınız demektir.Nefes alamazsınız,aklınıza geldiğinde delirecek gibi olursunuz.Birşeyler yapmak istersiniz ama elinizden hiç bir şey gelmez.O içinizdeki saf gizli sevdanın yavaş yavaş elinizden alındığını görürsünüz.Ha birde çok sulugöz olursunuz herşeye ağlarsınız 3. şahıs olunca.Yani hayattaki en zor şeylerden biridir...

Tek bir ilacı vardır bu şeyin: Zaman ve birazda şans.Bu ikisini aynı anda tutturursanız bir şekilde kurtarabilirsiniz kendinizi.Ama umarım başınıza hiç bir zaman böyle birşey gelmez...